Yiit'in Dubai Günlüğü

Monday, March 27, 2006

Hint Mutfağı, Burcu Sürprizi, Çöl Safarisi

Gene ihmal ettik günlüğü, kocaman hikayeler birikti...Gözlerimi kapıyorum, beş gün öncesine dönüyorum ve anlatmaya başlıyorum:

Bir öğlen vakti ofisteki hintli ekip "Haydi!" dedi, "Çok özel bir güney hindistan lokantasına gidiyoruz, bıktık senin İstanbul bimnenme lokantandan!"

Kalktık gittik Bur Dubai'de bir yere, girdik içeri, oturduk...Tabak niyetine kocaman bir muz ağacı yaprağı koydular önümüze, yanına küçük küçük kaplarda bir sürü sos, ıncık-cıncık şeyler felan..Sonra çeşitli pilavlar, kızarmış garip bitkiler ve ne olduğunu kesinlikle anlamadığım eliyın şeyler koydular yaprağın üzerine...Incık-cıncıkları bunların üstüne döküp yedik...Sonra kızarmış acılı bir balık geldi...Tek kelimeyle muhteşemdi! Meğerse ben bu Hindistan'ın kuzeyini sevmiyormuşum arkadaş! Yemekten sonra bütün hintliler tek tek gelip sordular beğendim mi diye, her yediğim şeye annem/teyzem/babaannem bunun daha güzelini yapar dediğim için herhalde...E tabi buna söyleyecek söz bulamadım, gerçekten çok güzeldi.

Geçelim.

Müge dedi ki "Bizim ofisten bimnemkim gelecek, sana paket yolladım, havaalanında karşıla pakedini al, kızı da oteline bırak, hayvan demesin arkandan". "Tamam" dedim, gittim havaalanına, bir baktım ki "Bimnemkim" dediği meğerse bana sürpriz yapan bir Burcu'ymuş! Ama paket kısmı doğruymuş, Müge bugüne kadar hiç yollamadığı resimleri topluca göndermiş, aferin Müge'ye!

Burcu'nun şerefine ilk defa balkonumda kahvaltı etmiş oldum, tabiyki pancake eşliğinde, güzelmiş balkonum meğerse!


Burcu evime birkaç şey aldı, ev sanki biraz daha eve benzedi...böyle bardak altlıkları felan.
Ertesi gün bankaydı, ofise uğramaktı derken rezil oldu...Sonra bir gece "Corpse Bride" ı seyrettik, dandik bir kopyadan...Ama ona rağmen filmin güzelliği görüntünün kalitesizliğini unutturdu...

Sonra plaja gidelim dedik, gerçi ben demedim de, Burcu haklı olarak plajı görmek istedi, iyi ki de istedi, kalktık Hilton'un plajına gittik, bayaa poşayız dedim içimden...Çok güzelmiş meğerse Dubai'nin plajları...Kocaman dalgalar vardı, çocukluğumda oynadığım dalgalar-uzaydan-gelen-istilacılar-ben-de-onları-durdurmaya-çalışan-süper-kahraman oyununu oynadım kimseye çaktırmamaya çalışarak...Yalnız oyun moyun dalgalar cidden çok ciddiydi, bikiniler felan uçuşuyordu havada her dalga çarptığında...heheh.



Arada Hayrettin (eski işyerinden arkadaşım, bir proje için buradaydı o da) aramıştı ve çöl safarisi ayarlamıştı bizim için...Plaj sonrası Hayrettin'le buluştuk bizim ofisin önünde, sonra jipli bir amca geldi aldı bizi...İçerde iki çekik gözlü bir tane de tam nereli olduğunu anlayamadığımız bir amca daha...Gittik gittik bir toplanma yerinde durduk...Hindistan cevizi aldım ama hiç bizim bildiğimiz hindistan cevizine benzemiyor, fırt fırt diye kesip içine bir kamış koydu verdi adam elime...Çok az şekerli ılık su...Normalde insan olan içmez ama safariye çıktık ya, hemen havaya girdim...




Neyse efendim, tekrar çıktık yola, gittik gittik, bir anda rööaaağğrr diye sola saptık ve kumların üzerinde bulduk kendimizi...Gerçek anlamda çölü ilk defa gördüm, nefes kesiciydi! Bir kum tepesinin üzerinde durduk, ayakkabılarımızı çıkarıp bastık kumlara, her nefeste rüzgarın savurduğu kumların göğsüme doluşunu hissettim, birkaç dakika içinde heryerim kum oldu, korktum ve çölün ne kadar dehşet verici olduğunu düşündüm bir yandan kahkahalar atarken...




Sonra tekrar çıktık yola, tangır-tungur, kum tepelerinden yan tan kayarak, her saniyesinde nasıl devrilmediğimizi merak ederek...Çekik gözlü teyze çok fazla dayanamadı bu duruma, bbbböööÖöööÖöĞĞĞAAAAA BBBBÖÖÖÖÖĞĞĞEEEEĞĞĞAAA diye kusmaya başladı, olay iyice fantastichen boyutlara ulaştı, kahkahalarımızı tutamaz olduk, kadın kusuyor, biz gülüyoruz HUAAA diye...ne ayıp.




Neyse en sonunda tangırtı tungurtu kısmı bitti ve çölün ortasında kurulmuş Tatooine tadında biryere geldik...Luke! Luke! diye bağırasım geldi ama tuttum kendimi. Deve koymuşlar iki tane, binebiliyor muyuz diye sorduk, binebiliyormuşuz, bindik...Adam yalandan bir tur attırdı 30 saniyede, ben "İleriiiii!" diye ufukları gösterirken...





Daha sonra olaylar iyice çığrından çıktı, Tatooine kompleksine girer girmez arap kıyafetleri giymiş hintli bir cüce karşıladı bizi...Arap kıyafetleri giydik, yer sofralarına oturduk, ortada bir pist var halılardan oluşturulmuş, dansöz çıkacak dediler, heyecanlandık! Dansöz dedikleri upuzun sarı saçlı, fashion tv mankeni tadında rus bir kız! Nasıl olur böyle birşey diye birbirimize sorarken ve yalandan danslarını izlerken kız bir anda Burcu'yu kaldırdı! İşte o an göbek dansının kurtulduğu an olarak tarihe geçti, Burcu rus kıza parmağını gösterdi, kendini işaret etti ve "Bak o böyle yapılır" dercesine gösterdi doğrusunu! Seyirciler kendinden geçti! Sonrasında yemek, güzel sohbetler, bol kahkaha ve eve dönüş...

Dubai'de bir hafta da böyle geçti değerli izleyenler...

1 Comments:

Post a Comment

<< Home