Yiit'in Dubai Günlüğü

Friday, March 03, 2006

Birtakım Şenlikler


Perşembe gecesi (ki Cumartesi gecesine tekabül eder batı toplumlarında) Lale'nin ve benim geçmiş doğumgünlerimizin kutlanmasını da içeren bir toplanma olayına girildi. Gitarımı, Waffle makinamı ve muzlarımı kaptığım gibi Lale'nin evine gittim. Bu arada hep oraya gidiliyor çünkü evi kocaman, ayrıca bu ağırlama işlerini iyi biliyor kızımız. Bir gittim ki sofralar kurulmuş, yeni yüzler belirmiş masanın çevresinde...Hmmm, sayalım: Sibel, Didem adlı hatun kişiler -onlar da Emirates'te çalışıyorlar-, Florida'lı arkadaş William (ki Türkçesi inanılmaz boyutlara ulaştı, "deeermişim" falan diyor adam) ve Komik Herif Fırat© , Lale ve bendeniz...

Gitarı elime alışım, Sibel'in old school bir rocker çıkışı, hep bir ağızdan şarkı söylemeler ve Fırat'ın Türkçe şarkı sözlerini William'a simultane çevirileri ile neşelenen gecemizin müzikal bölümü, Türk genetik özellikleri nedeniyle artık gitarla çalınamayacak şarkıların söylenmeye başlamasıyla ilerledi ve en sonunda "Benimle Oynama", "Aboneyim" seviyesinde (ya da seviyesizliğinde) son buldu...Bu arada birşey farkettim...benim her gitar çalarkenki fotoğrafım aynı!

Gecenin devamında, mezeleri tükettikten sonra, bize en yakın mutfak olan Lübnan lokantasından yemekler felan geldi, "Şavırma"'larımızı yedik (Bildiğin döner dürüm ulan) ve South Park'ı yapan heriflerin yaptığı Team America adlı filmi seyretmeye başladık William'ın tavsiyesi üzerine...Aslında çok komik ve güzel bir filmdi ama hatunların "Türküz ulan biz ne Team America'sı ulaaaaeeeyynnnnn" diye çılgın-türk coşmaları sonucu film yarıda kesildi ve hiper-uzay atlamasıyla "Teğk teğk! AGardı bağg saçlarım Teğk Teğk" diye parmak şıklatırken bulduk kendimizi....

...Sonra bir anda Sibel'in hintli taklitlerine gülerken buldum kendimi..Yavaş yavaş alışıyorum dedim buraya, yerel esprilere gülmeye başladığıma göre...derken saat 1:30 oldu ve binadan çıkma saatimiz geldi...Polomu servise götürme bahanesiyle alıp yerine verdikleri çılgın peugeot 206'ımla döndüm eve alkollüymüşcesine..

Ertesi gün bir gece önce yapılamayan waffle'ların hayaliyle uyandım ve kendime gelip Lale'ye gittim. Ertesi gün sınavı var diye harıl harıl ders çalışıyor "A340 bimnemnenin gaydırıguppak çantası nerede? Adamın biri osura osura ölüyorsa naapılır? Yolcunun kukusuna yengeç kaçarsa hangi alet kullanılır?" vs. gibi sorularla cebelleşiyordu...Hemen waffle'ları yaptım, mmmm nefis oldular! Bak gene resmini çekmeyi unuttum! Ata Demirer'in şovunu bulmuş biryerden, onu seyrettik beraber. Cidden komikmiş herif canım!

Sonrasında Lale'yi dersiyle başbaşa bırakış, arabada tesadüfen Mr. Jones çaldı...Yıllardır dinlerim sözlerinden bir halt anlamam ama yine de hüzünlendirir beni parça parça laflar...




"....She's suddenly beautiful
We all want something beautiful
I wish I was beautiful...Believe in me
Help me believe in anything
I want to be someone who believes...Believe in me
Because I don't believe in anything
And I want to be someone to believe...."

1 Comments:

  • Ben utandım valla o sofrayı görünce...
    Yigitciim sen dön, bak biz sana buralarda ne zeytin yaaaaaaalı yaprak sarmalar, ne maaaantılar, ne böööörekler hazırlıyacaaaz. Zaten sen burdayken de yapacaktık da.. aklın kalır gitmekten vazgeçersin diye zor tuttuk kendimizi!

    By Anonymous Anonymous, at 3:35 PM  

Post a Comment

<< Home