Yiit'in Dubai Günlüğü

Thursday, January 05, 2006

İlk Gün







Geldim.

"Hala anlayamadım gideceğimi" diyordum, geldim, hala anlamadım.

Kış ortasında bir bahar günü Ankara'da uyanış, teyzemin yaptığı nefis omleti mideye indiriş, babaanneyle vedalaşma ve annemin bitmek bilmeyen aramaları eşliğinde amcam ve servet tarafından havaalanına götürülüş...

Yolda edilen "Kapıyı fazla aralamayacaksın" temalı konuşmalar eşliğinde vardık havaalanına.







Annemin fizik kurallarına aykırı bir şekilde 45 kilo eşya sığdırdığı iki adet orta boy bavul check-in görevlisini oldukça üzdü ve amcamın cömertce uzattığı kredi kartını görmeden gözyaşları dinmedi.

Sis nedeniyle iptal edilen doğu uçuşları yüzünden cinnet geçiren vatandaşlarımızın THY'nin bakımlı görevlilerine yaptıkları "Senin babaYnın ağz...sı.ayım" şeklindeki protestoları duymazdan gelerek amcam ve Servet'le vedalaşarak huzur içinde bindim uçağıma.

Kısacık İstanbul uçuşunda horul horul uyudum ve gittiğim yer konusunda bir an bile düşünmedim. İstanbul'daki pasaport kontrolünde kendimi herzamanki gibi yurtdışına kaçmaya çalışan azılı terörist olarak hayal ettim ve bu gerçeği polis memurundan saklamaya çalıştım. Yeni iş arkadaşlarıma götürmek üzere üzerinde "Turkish Bomb" yazan bişey aldım, ama içinde ne olduğunu hala bilmiyorum. Lokumdur lokum. Lokumdur değil mi? (Kedidir kedi diye birşey vardı bir de...o neydi?)

Neyse...

Sonra bir kahve içtim, normalde kahve içmem aslında, ama normalde Dubai'ye de taşınmam, neden içmeyeyim ki?

Sonra müzik dinledim felan.

Dörtbuçuk saatlik uçuş boyunca Sherloock Holmes okudum. Adam öldü sonunda! Sonra başka birine başladım, dirildi tekrar. Alınacak dersler var.

Gecenin bir yarısı Dubai'ye indiğimde ciks bir ekranda adımı gördüm, bana söylendiği gibi sarı kıyafet giymiş kızlardan beğendiğim birtanesinin yanına gidip kendimi ve adımı gösterdim mağara adamı gibi. Kız çok güzel bir ingilizceyle benimle konuşmaya başlayınca tekrar modern insan oldum ve konuştum. Yüzlerce metrelik pasaport kuyruğunun yanından kızın kendine güvenen adımlarından cesaret alarak ben de yürüdüm ve hooooop! Hiç sıra beklemeden pasaport kontrolünü geçtim.

"Vay be, ne şirketmiş bizimki de hee" diye havalara girdim, kıza teşekkür ettim, beni almaya gelen otelin şöförüne sigara tuttum, istemeyince kolundan tutup şiddetle salladım ve zorla beraber sigara içtik sigara içilmeyen otel arabasında...

Bir adet otel odasında kalacağımı zannederken apartman dairesi gibi bir yer olduğu ortaya çıktı...Apart-Otel. Yaşasın! İki banyo, mutfak, salon, büyük yatak odası, buzdolabı, fırın, falan, felan...

Resepsiyonu aradım, internet bağlantısı yokmuş,

"7'ye basınca masöz geliyor mu" diye sordum (when press seven, massage come?) o da yokmuş...Tam ne yapacağım diye düşünürken bir baktım:

"Unsecured Wireless Network"!

Allah'ım sen ne büyüksün!

Öğlene doğru Ajay aradı. Kendisi takım arkadaşım. Ben teknik, o satış. Beni Emirates

kulelerinde çin yemeği yemeye götürdü. Oradan da ofise gittik. Tatil günü olmasına rağmen acil bir toplantı varmış. Böylece ilk günümden çalışmaya başlamış oldum!

İşte böyle...

9 Comments:

  • Yiis olm nasil gittigini anlamadim... ne guzel sizde oturmus iciyoduk en son... nasıl gittigini anlamadigim gibi nasil dondugunu anlamamak umidiyle... burasi disinda cep is ev falan contact infon belli olunca bi ulastir gozum.. bi derdin sikkintin olunca cekinmeee... ve blog konusundaki yorumuma gelince 2 commentim olcek... birincisi su resimler ve anlatim diline bakinca kesin dedim bu herif yakin zamanda "İspanyol Pansiyonu"'nu seyretmis, yine etkilenmis biseylerden hahahha... ikincisi elf cok dogru soylemis nasil hissetin kendini sip sak foto cekerken..... ve ucuncusu benim bildigim yiit o otelde gerekirse management ile konusur "7" masaj servisini nolursa olsun baslatir... kisiye musteriye ozel uygulamalar......

    By Anonymous Anonymous, at 11:44 AM  

  • gitmişsin. yiğit sana bişet itiraf edicem dubai ile alakası yok hem de hiç acaip babama benziyor tipin. evettt işte gerçekleri söyledim!

    kör öldü badem gözlü oldu yiğit evet. daha sık görüşmemiz lazım ama çok uzağa gittin.

    By Anonymous Anonymous, at 1:48 PM  

  • Güzel hava, güzel oda süper yiiş. Ohhh wireless'ında var... İnşallah herşey güzel güzel devam eder... Sen resim çekmeye devam et ;)
    zip

    By Anonymous Anonymous, at 1:49 PM  

  • Güzel hava, güzel oda süper yiiş. Ohhh wireless'ında var... İnşallah herşey güzel güzel devam eder... Sen resim çekmeye devam et ;)
    zip

    By Anonymous Anonymous, at 1:49 PM  

  • Sevgili El Yiit-i,
    Sen anlatiyodun zaten "SEYH" falan filan diye durmadan bisiler buna alametmis olcan simdi tam "ARAP SEYH`i". "Hic unutmam, UNUTAMAM" konu baslikli vicik vicik anilarla gonderdik seni 1001 umutla. Biz basladik para biriktirmeye, sana para sayma makinasi almak icin biz alana kadar sende anca donmus olursun oturup sayar mutlu oluruz cok zengin kardesimiz war diye. Saglik-Sans-Kari-Kiz-Para besgeni seninle olsun...Seni seviyorum

    1mt ------>

    By Anonymous Anonymous, at 2:29 PM  

  • Vay be ne güzel comment doldu bir anda...Bu arada Baran sen olduunu anlamıycaktım söylemeseydin! Hırt.

    By Blogger Daffodil-11, at 2:31 PM  

  • Yiitçim naber nasıl oralar.Beko

    By Anonymous Anonymous, at 3:47 PM  

  • Beko diye birini hiç tanımadım sanırım...

    By Blogger Daffodil-11, at 4:45 PM  

  • İstanbul'un taaaaaaaaaaaa orta yerinde dubai towers dikiliyor ve sen gunlerdir orda olmana ragmen hala bir KARABAG TOWERS dikemedinmi?
    Simdilik limitli sermayene baglıyor 1 seneye kalmaz acılıs davetiyelerimizi bekliyorum.
    Selamlar,sevgiler,$ukran ya habibi.
    Beycan

    By Anonymous Anonymous, at 2:21 PM  

Post a Comment

<< Home